Sude KARAGÖL
Romanın Özeti
Roman Aliye’nin İstanbul’dan ayrılıp Anadolu da bir köye öğretmenlik yapmak için gelmesiyle başlamaktadır. Aliye yıllar önce kızlarını kaybeden Ömer Efendi ve Gülsüm Halanın evine yerleşir. Bu iki ihtiyar Aliye’ye köyde sahip çıkarlar ve evlat yerine koyarlar. Aliye Türk komutanı Tosun ile nişanlanır. Aliye’nin İstanbul’dan gelmiş olması, bilgili ve eğitimli bir kadın olması köyde ki Hüseyin Efendi ve Fettah Efendiyi rahatsız eder. Şeytanın kızı, kahpe diyerek Aliye’yi suçlarlar ve köy halkını kışkırtırlar. Ayaklanan köy halkı Aliye’ye kötü davranır fakat Aliye yapılan bütün saldırılara, hakaretlere rağmen pes etmez. Fettah Efendi ve Hüseyin Efendi Yunan ordusuna giderek komutan Damyanos’a Aliye’yi şikayet ederler ve halkı kışkırttığını söylerler. Güzelliğinden ve cilvesinden bahsederek Yunan komutanının aklına girerler. Damyanos etkilenir ve ordusunu alarak köye gelir. Damyanos Aliye ile tanışır ve ona aşık olur. Yunan ordusu dost görünümü ile yaklaşarak köy haklının malına el koymaya başlar. Fettah Efendi ve Hüseyin Efendinin Damyanos’u kışkırtması üzerine Ömer Efendi tutuklanır. Aliye Damyanos’a gider ve manevi babası olan Ömer Efendiyi serbest bırakmasını ister. Damyanos şart koşar ve Aliye’nin kendisi ile evlenmesi sonucunda serbest bırakacağını söyler. Aliye bu teklife karşı çıkar ve zaten nişanlı olduğunu söyleyerek Damyanos’a tepki gösterir. Aliye’nin bu sert tavrı Damyanos’u kendisine daha fazla aşık ederken köy ahalisinde gittikçe büyüyen bir nefrete sebep olur. Türk ordusu köyde ki durumu öğrenir ve taarruza geçmek için hazırlık yaparlar. Tosun gizlice köye gelir ve durumu Aliye’ye anlatır. Fakat Aliye’nin evinin önü Yunan askerleri tarafından sarılı olduğundan Tosun çıkamaz. Aliye vatan için kendini feda eder, Damyanos’a gider ve şartlarını sunarak evlilik teklifini kabul ettiğini söyler. Damyanos’un emri ile askerler evin çevresinden uzaklaşır ve Fettah Efendi ile Hüseyin Efendi hapse atılır. Türk ordusu gece yarısı hazırlıklarını tamamlayıp taarruza geçer. Yunan ordusu panik ile köyü yağmalamaya, yakmaya ve yok etmeye başlarlar. Yunan askerleri köyden kaçınca serbest kalan Fettah Efendi ve Hüseyin Efendi Aliye’yi bulur ve köy meydanında halkı kışkırtarak Aliye’yi döverler. Şeriat adı altında Aliye’nin boynunu keserler.
Romanın Anlatıcısı
Vurun Kahpeye romanı ilahi bakış açısı ile anlatılmaktadır. “Son uzun buseden sonra Aliye indi, aşağı kapıyı açtı, hemen sokağa fırladı” (s. 133).
Yazar romanında karakterlin duygu ve düşüncelerini açık bir şekilde okuyucuya sunmaktan kaçınmamaktadır.
Romanın Zamanı
Vaka Zamanı
Romanda vaka zamanı Aliye’nin İstanbul’dan öğretmen olarak köye gelişi ile başlamaktadır. Süre gelen olaylar Kuvâ-yi Milliye dönemi olarak okuyucuya aktarılmaktadır.
Anlatma Zamanı
Yazar anlatma zamanı olarak olayların bitişini baz almaktadır. Romanın ilk sayfasında Aliye’nin şehit edilirken ağızından çıkan son cümle: “Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarların çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billahi!” (s. 9). Kullanılmaktadır.
Yazma Zamanı
Vurun Kahpeye romanı 1923 yılında Akşam gazetesinde yayınlanmaya başlamış daha sonra 1926’da kitap haline getirilmiştir.
Romanda Mekan
Dış Mekan
Romanda dış mekan olarak Aliye’nin evi ve kasaba tasvir edilmektedir. Aliye’nin evi şu şekilde anlatılmaktadır: “Beyaz patiska perdelerin ortasında tahta çardağın yeşil yaprakları arasında altın salkımlar, altın ayın ışığında yuvarlak, olgun, sarı parlıyordu” (s. 29). Kasaba yazar tarafından şu şekilde anlatılmaktadır: “Bu kasaba çok güzel bir kasabaydı, tozu bile altın bir bulut gibi; şu asma, şu karşıki kırmızı damların üstünde uzanan baca gölgeleri, altın ay, her şey çok güzeldi” (s. 29).
İç Mekan
Aliye’nin köye geldiği ilk gün maarif dairesine gitmesi üzerine iç mekan şu şekilde tasvir edilmektedir: “Yerde kabarmış kirlerin, üzeri sulanmış sıkça rastlanan, donmaya yüz tutmuş tükürük ve balgamlara basmamak için sakınarak yürümek gerekiyordu; loş ve tavanı örümcekli bu dairenin çok ağır, insanın içine çöken bir kokusu vardı” (s. 10-11).
Romanın Kahramanları
Aliye: Yazar tarafından Aliye’nin fiziksel özellikleri şu şekilde anlatılmaktadır: “Pembe, ince yüzü üstünde iki kocaman menekşe gibi siyah kirpikli gözleri, küçük bir çocuk burnu, yüzünün bütün bu kararsız ve çekici inceliğiyle çelişen bir narçiçeği goncası gibi garip bir ağzı vardı” (s. 9). Karakter yapısı bakımından Aliye Türk kadınını simgelemektedir.
Tosun: Yazar Tosunun fiziksel özelliklerini şu şekilde anlatmaktadır: “Tosun, Karadeniz sahillerinin yetiştirdiği uzun boylu, sert ve kartal yüzlü, ezici ve güzel bakışlı bir genç yüzbaşıydı” (s. 28).
Damyanos: Yunan kumandanı Damyanos, yazar tarafından şu şekilde tasvir edilmektedir: “Hacı Fettah Efendi ile Uzun Hüseyin Efendi odaya girince uzun boylu, geniş omuzlu, kır saçlı, bıyıkları uzun, bir gözü camdan bir binbaşı, güler yüzle onları karşıladı” (s. 51). Damyanos karakter özellikleri bakımından Türklere düşman ve tam bir Yunan milliyetçisi olarak anlatılmaktadır.
Hacı Fettah Efendi: Aliye’nin öldürülmesinde öncülük yapan, Yunanlıları kasabaya getiren karakter yazar tarafından şu şekilde anlatılmaktadır: “Hacı Fettah Efendi’nin güneşte bütün özelliğiyle meydana çıkan kır sakallı sarı ve hile ile bağnazlık bayrağı gibi kendi sözleriyle kendinden geçmiş başına bakıyorlardı” (s. 24).
Uzun Hüseyin Efendi: Aliye kendisi ile evlenmediği için ona düşmanlık besleyen Hüseyin Efendi yazar tarafından şu şekilde anlatılmaktadır: “[…] iki donuk siyah gözle uzun, sarı, biçimsiz bir yüz, azıcık çarpık, uzun bir burun görünüyordu. Biraz soysuzlaşmış, biraz cılız ve kendi kendine çekilmiş eşraf delikanlılarının özelliklerini, zayıflıklarını yoğun bir biçimde kendinde toplamış bir baştı” (s. 18).
Romanın Değerlendirmesi
Milli mücadele döneminde önemli rol oynayan Halide Edib Adıvar bu romanında da milliyetçi düşünce sisteminin izlerini okuyucuya sunmaktadır. Yazarın romanlarında sık sık karşımıza çıkan güçlü kadın profili Vurun Kahpeye romanında da görülmektedir. Aliye, Türk kadınını simgeleyen, vatan ve toprak uğruna kendi hayatını feda eden güçlü bir karakterdir. İstanbul’dan Taşraya olarak adlandırılan olayların süresi boyunca Anadolu insanın düşünce yapısını okuyucuya aktarılmaktadır.
Kaynakça
ADIVAR, Halide Edib ( 2022 ) Vurun Kahpeye Can Yayınları ( 14. Basım ) İstanbul.