Bloglarımız

MEHMET MURAT TURFANDA MI YOKSA TURFA MI? ROMANINDA BATILILAŞMA DURUMUNUN İNCELENMESİ Sude KARAGÖL

Turfanda Mı Yoksa Turfa mı? romanı Mehmet Murat tarafından kaleme alınan idealist bir eserdir. Romanda Osmanlı dönemi siyasi, kültürel ve eğitim açısından incelenmiş, okuyucuya yansıtılmıştır. Ana karakter Mansur yurt dışında eğitimini tamamlar ve tıp diploması ile İstanbul’a döner. Fakat hayalindeki İslam şehri İstanbul ile karşılaştığı İstanbul aynı değildir. Mansur hayalinde ki İstanbul’u şu şekilde tanımlamaktadır: “Ah, İstanbul’a gelmek! Osmanlı saltanatının merkezi, İslam halifesinin makamı olan İstanbul’a kavuşmak!” (s. 28).İstanbul yaşantısı, yapısı ve ilerleyişiyle tamamen değişmiş ve Mansur’u hayal kırıklığına uğratmıştır.

Roman boyunca Mansur, gördüğü sorunları değerlendirip çözüm yolları aramaktadır.

Yabancı Okullar Meselesi

            Milli edebiyat döneminin de önemli başlıklarından biri olan yabancı okullar meselesi Turfanda Mı Yoksa Turfa Mı? romanının konuları arasında yer almaktadır. Osmanlı’nın aleyhine sonuçlanan bu meselede gençler İslam dininden uzaklaşır ve Batı’nın kültür ve yaşam biçimine ilgi duymaya başlar. Müfide Ferit Tek Pervaneler romanında bu konuyu ele almış ve durumun sonuçlarını açıklamıştır. Turfanda Mı Yoksa Turfa Mı? romanında Mansur’un gördüğü Robert Koleji kalbinde bir sızı yaratsa da okulun karşısında bulunan Saray’ı fark edince kalbinde bir rahatlama hissetmiştir.

            “‘Saray’ dedikleri zaman geniş bir nefes aldı. Belki ‘Allah’ın adını yaymakla görevli vaizleri yetiştirmek üzere inşa edilmiş bir milli okuldur’ demiş olsalar ancak bu kadar avutulmuş olacaktı” (s. 30).

            Romanda Mansur’un çözmek istediği meselelerden biri halkın eğitimsizliğidir. Hak etmediği halde memuriyette bulunan, maaş alan ve halka yararı dokunmayan insanlar vardır. Mansur toplumun benliğini kazanabilmesinin en önemli yolunun eğitimden geçtiğini vurgulamaktadır.

İstanbul Para Birimi

            Her yönden değişim yaşamış olan İstanbul halkının para birimi olarak kuruşu değil de frankı kullanması Mansur’u rahatsız eder. Üstüne üstlük Türk parasının bir değerinin olmaması, sokakların bakımsız ve çukurlar ile dolu olması da Mansur’u üzen konulardan biridir. Osmanlı’nın himayesi altında yaşayan birçok millet varken Türklerin kendi topraklarında asimile oluşu, benliğinden uzaklaşmış olması romanın değindiği konulardandır. Mansur’un kalacak yerinin olmamasından kaynaklı yerleştiği Amerikan Oteli’nde Türklere ait hiçbir iz bulamamış olması da yazar tarafından eleştirilmektedir.

Kültür Sorunu

            Romanda Mansur ve Zehra’yı rahatsız eden, derinden etkileyen bir diğer konu kültür sorunudur. Halkın, dönemin şeriat anlayışına göre hareket etmemesi, araba gezileri adı altında kadınların ve erkeklerin rahatça hareket etmesi yazar tarafından eleştirilmektedir. Zehra katıldığı ilk ve son araba gezisinde bu durumu şu şekilde değerlendirmektedir:

            “İsmail Bey, ilahi emirleri, kendi edep ve terbiyesini, halkın ayıplama ve şikayetini, şurada burada gezen yabancıların milli ahlak ve edep hakkında edinecek kötü fikirleri hep bunları unutmanın yanında hatta başkalarının ırzına yani milli iffete karşı bulunduğu edepsizce saldırını karısının şerefli şeriat kuralları huzurunda haklarını korumaya söz vererek gönlünü teslim ettiği namuslu bir Müslüman kadın önünde icra etmek suçunun ne kadar büyük olduğunu anlamaya bile gerek görmüyor!” (s. 107).

Yönetim Sorunu

            Mansur’un çözmek istediği bir diğer mesele de yönetim sorunudur. O, bağımsızlık kazanan Cezayir halkının geçim, bireysel haklarıyla ilgili sorunlarını eleştirir. Halkı özüne döndürmek için girdiği bu yolda onları rahatlatmak da en önemli hedeflerinden biridir. Yönetim, yabancı milletlerin elindedir ve adaletli bir şekilde işlemiyordur. Mansur’un bunu gerçekleştirmek için başvurduğu ilk yol eğitimdir.

            “Kısacası yabancı yönetimdeki dindaşlarımıza hizmet etmek istiyorsanız, içlerinden mümkün olduğu kadar çok, vaiz, öğretmen, çiftçi, doktor, mühendis yetiştirmeye gayret ediniz. Okullar mı açacaksınız yoksa açılmış yabancı okullarına adam mı göndereceksiniz, hep aynı sonuca gider”(s. 140).

Değerlendirme

            Turfanda Mı Yoksa Turfa Mı? romanı dönemin Osmanlı yönetimini, halkın eksiklerini her açıdan değerlendiren ve çözüm önerileri sunan idealist/tezli bir romandır. Yazar karakterleri iki grup olarak kurgulamış ve dönemi okuyucuya yansıtmaya çalışmıştır. Özünü kaybetmeyen Anadolu insanı tipiyle birlikte Batı’ya yönelmiş tipler vardır.

Kaynakça

            Mehmet Murat (2023). Turfanda Mı Yoksa Turfa Mı?. Çanakkale: Hars Akademi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir