Bloglarımız

Meşale Dergisinde Tercüme Eserler Sude KARAGÖL

Yedi Meşaleciler 1928’de yayımladıkları Meşale adlı dergi ile adlarını duyurmuşlardır. Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında adını beyanname ile duyuran ilk topluluktur. Topluluğun başlıca kurucuları; Kenan Hulusi Koray, Ziya Osman Saba, Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır, Muammer Lütfi Bahşi, Cevdet Kudret Solok ve Vasfi Mahir Kocatürk’tür. Meşale dergisi toplamda sekiz sayı yayımlamıştır. Son sayı 15 Temmuz 1928’de yayımlanmış sonrasında ise harf inkılabı nedeniyle yayın durdurulmuştur. Günümüzde yayını hala devam eden Varlık dergisinin temelinde Meşale dergisi bulunmaktadır. Çünkü dergi kapandıktan sonra topluluk üyeleri Varlık dergisiyle yayın hayatlaırna devam etmişlerdir.

Meşale dergisi Beş Hececiler’e tepki olarak çıkmış ve şiirde yenilikleri savunmuştur. Basit ve sığ şiirlere nazaran samimilik ve canlılık içeren şiirleri benimsemişlerdir. Topluluk Fransız edebiyatından oldukça etkilenmiş, neredeyse derginin her sayısında tercümeler yapmıştır. Öyle ki ilk sayının üçüncü sayfasında “Albert Samain” isimli Fransız şairden ve şiir anlayışından bahsedilmektedir.  

Şiir Tercümeleri

Meşale dergisinde toplamda yedi tercüme şiir vardır. Bu şiirler ve şairleri şu şekildedir: A. C. “Fransız Şiirleri – Sene-i Devriye”, Albert Samain “Albert Samain’den Parçalar”, Andre Spir “Var”, Edgar Allan Poe “Karga”, Heinrich Haine “Zavallı Pierre”, Jean Richepin “İki Çalgıcı” ve Tristan Bernard “Arslan”dır.

Cumhuriyet sonrası şiirde oluşan ayrım gözle görülür bir durumdadır. Eski, milli ve memleketçi hareketlerin ortasında kalan Türk şiiri çıkmazdadır. Buna tepki olarak topluluk şiirde yenileşmeye, Batı’dan geri kalmışlığı önlemek için ileriye gitmeyi savunmaktadır. Fransız sürrealizmini benimseyen Yedi Meşaleciler tercümelerlebu yönelimlerini sık sık belirtmişlerdir.

Sabri Esat Siyavuşgil, Mustafa Baydar’a topluluğun amacını şu şekilde ifade eder:

Gayesi, edebiyatta bir yenilik hamlesi yapmaktı. Bundan kısmen olsun muvaffak olmuştur kaanatindeyim. Çünkü 1926’dan önceki şiirimizle yeni neslin şiir arasındaki derin fark Yedi Meşalecilerin araştırmaları ve el yordamları göz önünde tutulmazsa izah edilemez. Bu teşekküle mensup gençler bilhassa şiirde sürüp giden klişeciliği kırarak gerek iç, gerek dış âlemi daha başka türlü görüp duyurmaya gayret etmişlerdi. Aralarında ki tek bağ da gençlerin heyecanları idi.” s. 10. 

Dergide kullanılan şiirler, sürrealizm etkisini gözle görülür bir şekilde yansıtmaktadır. Bu şiirlerde akıl ve düşüncenin etkisi altında kalmaksızın duyguların rahat bir şekilde ifade dildiği görülür. Yazar şiirde bütünlüğün gayesine düşmeden hislerini yansıtmaktadır.

“Albert Samain’den Parçalar:

GURUR

[…] Gözyaşları ve kan; ben onların içinde ayaklarımı yıkıyorum.”

Topluluğun amaçlarını açıkladığı metinde 3. maddede yer alan “Mariz duygular, iğreti ve klişe benzetmeler, köksüz, ahirler olanlardan asla iltifat görmeyecektir. ‘Son zamanların renksiz ve dar Ayşe, Fatma, terennümlerine yer vermeyecekler, duygularını ‘başkalarının manevi yardımına muhtaç kalmadan ifade etmeğe’ çalışacaklardır” ifadelerinde açıklandığı gibi dergide tercüme edilen şiirlerin bu özellikleri barındırmasına dikkat edilmiştir.

Hikâye ve Roman Tercümeleri

Meşale dergisinde altısı hikâye ve biri roman olmak üzere toplamda yedi tercüme eser vardır. Bunlar; A. Koprin’in “Natalya Davidovna”, Andre Morva’nın “Bir Üstadın Doğuşu”, Blasco İbenez’in “Büyücü Karının Kızı”, Guy De Maupassant’ın “Deli”, Panteleyemon Romanov’ın “Kadın Kalbi”, Pierre Mc Orlan’ın “Hâkimler” ve Pierre Loti’nin “Taife” adlı eserleridir.

Eserler tıpkı şiirde olduğu gibi sürrealizm etkisindedir. Gelenek ve kurallara karşı çıkmalarının yanında, bilinçaltını esas alan bir gerçeküstülük barındırmaktadırlar. Tercümelerde bilinçaltının gizli dünyası serbest bırakılmıştır.

“Guy De Maupassant’dan:

DELİ

[…] 3 Temmuz – Şu öldürmek garip ve tatlı bir zevk olmalı: İnsanın önünde canlı ve düşünen bir adam, bir tarafına küçük bir delik, yalnızca bir delik açmak, oradan hayatı teşkil eden, kan denilen kırmızı şeyin aktığını görmek sonra gevşek ve soğuk, hareketsiz, düşüncesiz bir yığın et.”

Yazarın sınırı olmadan düşünceleri bilinçaltı ile yansıtması ve sorgulamaması sürrealizm akımının yansımalarındandır. Hikâyede güzellik ya da anlam kaygısı yoktur. Hisler ve duygular yoğunluktadır.

Değerlendirme

Yedi Meşale topluluğunun isteği Türk şiirinde sınırlandırılmaların kaldırılması, yazarın eserini herhangi bir kaygı barındırmadan yazabilmesi ve bunlarla birlikte artık eserlerde his ve duyguların daha ön planda olmasıdır. Çünkü onlara göre Türk edebiyatı geride kalmıştır ve ilerlemesi gerekmektedir. Amaçlarını tercümeler yaparak halka ve edebiyat camiasına göstermişlerdir. Fakat bu çalışmaları çok uzun sürmemiştir. Bunun yanında dergi dışarıdan eleştiriler almış ve ilerleyeceğiz derken aslında sıkışıp kalmıştır da. Özde ve şekil açısından yenilik getirememişlerse de onların dile getirdikleri sorunlar Türk edebiyatı açısından önemli bir adım olmuştur.

Kaynakça

TÜRK, Hatem (2020). Yedi Meşaleciler ve Meşale Dergisi, (3. Baskı). Çanakkale: Paradigma Yayınları.

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir